İstanbul ve Türkiye’deki Konut Krizi ve Çözüm Önerileri
Türkiye ciddi bir konut krizi ile karşı karşıya. Bugün İstanbul başta olmak üzere birçok şehrimizde güvenli, nitelikli, uygun fiyatlı konut bulmak neredeyse mümkün değil.
Anayasamıza göre Konut Hakkı temel bir hak.
Son dönemde emlak sektöründe yaşanan aşırı fiyat artışları ve konut krizi, halkın barınma hakkını önemli ölçüde tehdit eder hale geldi. Birinci çeyrek itibariyle 1 yılda İstanbul’da konut fiyatları %144, Türkiye’de ise %154 oranında artarken, kira artış oranı %197 olarak gerçekleşti.
Türkiye’nin karşı karşıya olduğu bu önemli krizin nedenleri ve çözüm önerileri şöyle sıralanabilir:
Temel Sorunlar:
- DPT kapatıldı ve Türkiye’de konut arzı planlamayla yapılmıyor.
- Anayasa’nın 57. maddesi gereği nüfus ve demografik değişkenlere göre konut planlaması yapılmıyor. Konut üretimi temelde özel sektöre bırakıldı, kooperatifler, birlikler zayıflatıldı ve Anayasa’nın konut hakkı ihlal edildi.
- Türkiye’nin inşaat malzemesi imalat sanayisi zayıfladı ve inşaat maliyetleri arttı.
- Kamu arsaları ucuz ve sosyal konut üretimi için değerlendirilmedi.
- Konut kredileri ve tasarruf hesapları etkisizleştirildi.
- TOKİ ve Emlak Bankası, düşük gelir gruplarına yönelik konut üretimi yapmıyor.
- Ekonomi politikaları ve enflasyon, konut talebini ve üretim maliyetlerini artırıyor.
- Türkiye’de 6,7 milyon riskli konut bulunuyor ve düşük gelirli vatandaşlar bu konutlarda yaşıyor.
Çözüm Önerileri:
- Ulusal planlama ve program mantığına geri dönülmeli.
- TOKİ asli işlevine dönmeli ve Ulusal Konut Ajansı kurulmalı.
- Konut ihtiyacı belirlenerek yeterli sayıda sosyal konut üretimi yapılmalı.
- Kooperatif sistemi yeniden canlandırılarak desteklenmeli. Konut Tasarruf Birlikleri, Kooperatifleri ve Sandıkları gibi kuruluşların kredi olanakları arttırılmalı.
- Yerli inşaat sanayisinin rekabet gücü arttırılmalı ve ithalat oranı azaltılmalı.
- Farklı vergi ve yükümlülüklerle özellikle küçük ve orta boy teşebbüslerin konut üretimi piyasasında sağlıklı bir şekilde yer alması sağlanmalı.
- Sosyal kiralık konut uygulaması hayata geçirilmeli.
- Afet ve Şehircilik Bakanlığı eşgüdümünde sosyal konut ihtiyacı planlanarak, sosyal konut arz edilmeli.
- Kamu Hazine ve Belediye Arsaları kamu yararına kullanılmalı.
- Boş konutlar farklı emlak vergisi oranlarına sahip olmalı.
- Sosyal yardımlı konut, sosyal kiralık konut, mülk sosyal konut ve halk konut tipinde yeni seçenekler oluşturularak vatandaşların yararlanması sağlanmalı.
Sonuç olarak, Türkiye’nin yaşadığı konut krizi kader değil, tercihlerin sonucudur ve çözümsüz değildir. Akılla, bilimle ve hep birlikte bu sorunu çözebiliriz.
- Categories:
- Blog